Deniz taşımacılığı hakkındaki kanunlar, deniz üzerinde
yürütülmekte olan ticari faaliyetleri düzenleyerek hukuksal işlemleri ele
almaktadır. Bu kanunlar, 29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanunu'nda yer alır.
Deniz ticaretinin en önemli parçası olan gemi için
belirtilen kanun TTK’nın 931’inci maddesinde belirtilen tanıma göre "Tahsis edildiği amaç, suda hareket
etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç,
kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da, bu Kanun bakımından “gemi”
sayılır. Şeklinde ifade edilir.
Türkiye gemileri için geçerli olan Türk bayrağı taşıma hakkı
ise TTK’nın 823’üncü maddesinde yer alır. Maddeye göre Türk gemileri olduğu
belirtilen gemiler Türk bayrağı çekebilmektedir. Kabotaj kanununda da yer alan
Türkiye sahillerinde bulunan yük ve yolcu gemileri denizcilik faaliyetlerini
yürütme ayrıcalığı olarak Türk bayrağını taşıyan gemilere ait kabul edilir.
TTK madde 946 uyarınca "donatan, gemisini deniz
ticaretinde kullanan gemi sahibine denir."şeklinde ifade edilir. Halk
arasında ise donatana “armatör” olarak adlandırılır.
TTK’nın 1179. Maddesine göre de müşterek avarya,
"müşterek bir deniz sergüzeştine atılmış olan gemiyi ve yükü tehdit eden
bir tehlikeden onları korumak maksadiyle ve makul bir hareket tarzı teşkil
edecek şekilde ve bile bile, fevkalade bir fedakarlık yapılması veya fevkalade
bir masrafa katlanılması halinde" mevcut olduğu belirtilmektedir.
Denizde karşılaşılan herhangi bir güvenlik tehlikesi sonucunda
kurtarma ve yardım faaliyetleri için de TTK’da 1222’inci madde de ücret taleb
etme karşılığında olduğu belirtilerek "emniyet altına alınan veya kurtarılan
şeylerin değerini hiçbir halde geçemez." Diye ifade edilir. Kurtarma
faaliyeti sonrasında gemi alacaklısı konumuna düşenler gemi servetinden rehin
alma hakkını kazanır. Bu kanun ise 1325’inci madde de yer alarak belirtilir.